Hiç beklenmedik bir anda kalbim çarpmaya başladı. Heyecanlı veya korkmuş değildim. Fakat ayaklarımın bağları çözülürcesine yer ayaklarımın altından kayıyordu sanki. Tuhaf bir titreme geldi ellerime. Hep birilerinden hoşlanmıştım ama ilk kez böyle anlamlandıramadığım hisler içerisindeydim. Aklımdan dahi geçtiğini düşünmediğim birine aşık olmuştum. Koltuğa oturup üzerime ceketimi aldım, oysa hava sıcaktı. "N'oluyor? Üşümüş olamazsın herhalde bu havada. " dedi her zamanki şakacı sesiyle. Yanıma gelip koltuğa kendini bırakıverdi. "Üşüyorum nedense." Cebinden çıkardığı telefonundan ekrandaki videoları kaydırırken yan gözle bana bakarak bir şarkı mırıldanıyordu. Aniden kolunu omzuma atıp kendisine çekti. "Sen gerçekten üşüyorsun Defne! Titriyorsun." Kendimi kurtarmaya çalıştım. "Hayır, geçer birazdan. Rüzgar çıktı ya ondandır." Senelerdir içinde neler döndüğünü bilemediğim bakışlarını gözlerime dikti. Hep yaptığı gibi gözlerini kaçırmadan bir süre izledi. Sonra birden gülmeye başladı. "Kalbini çalıp kaçmış olmasın birileri! Leyla'ya dönmüşsün kızım sen!" Yine titredim. Hayır. Birinin kalbimi çaldığını ben bile yeni anlamıştım. Şimdi kalbimi çalıp elinde tutan kendisiyken nasıl böyle gülebilirdi?